


Hem güzel hem de komplekssiz insanlar. Daha da güzelleşiyorlar gözümde. Kardeş kardeş poz da vermişler alışveriş de yapmışlar, canlarım benim.


En son tiyatrodayken elimde böyle bir senaryo vardı. Ryan McPartlin'e özenmedim desem yalan olur. Türkiye'de de böyle 40 dakikalık komedi dizileri yapabilsek ya...
Neden bu acıklı bakış? İçimden bir ses "Bu yorgunluk ifadesi" diyor.
Carina dönmüş sahiden! Chuck vs The Wookiee'yi tekrar izleyesim geldi, artık Wookie'lerin ne olduğunu da biliyorum Star Wars izleyen biri olarak.
Aman Tanrım! Nerd saç tipi değişmiş! Biri bana bu değişimin nedenini açıklamaya yardımcı olsun lütfen??? O şapşalımsı dalgalı saç tipi iyiydi, kalsaydı ya öyle...
Gerçek bir ajan olmaya adım adım yaklaşıyoruz sanki. Bu fotoğraftan öyle bir anlam çıkardım.
2X1 daha evvel Chuck izlemeyenler için süper bir bölümle başlamıştı bence. Ben de onlardan biriydim zaten. Sadece 1x13 vardı elimde, tamam sonunda duygusal anlar, kız kardeş için yüzük aramalar filan bağlamıştı biraz ama, neyin ne olduğunu tam çakozlayamamıştım. Sezonu böylesi heyecanlı bir özetle açmaları süper bir hareket olmuş. Bu siyahi amca da, Green Mile'dan tanıdığımız Michael Clarke Duncan. Kendisi yolda ismini tam olarak söyleyen insanlara 20 dolar veren sempatik bi insanmış cüssesinin tersine(ekşi sözlükten saruman'a teşekkürler).
Evet bölümümüze devam edersek, "You know what, it's never safe in the car." (eheueh)
Chuck o sabah, o Amerikalıların hep özendiğimiz radyolu saati 7'yi gösterdiğinde her zamanki gibi uyandığında, uzun zamandır olmadığı kadar mutludur. Zira arabada beklemediği halde yeni intersect için gerekli son parça olan monogramı kaptırmamıştır kötü adamlara. Özgür olup Buy More'dan ayrılma planları yapmaktadır. Neşeli hareketlerle banyoya doğru yol alır. Fakat o da nesidir?
Ablasıylan eniştesini duşta basmıştır düpedüz. Ama efendi çocuktur. Kızsı çığlıklarından birini atıp "my eyes, i'm blind, oh i'm blind" diyerek ortamı terk eder.
Foux du fafa dinlerken canımın hiç yememiş olduğum frozen yogurt çekmesinin nedeni sensin Sarah Walker. Sen ve senin lanet olası Orange Orange tükkanın.
Ve bölüme adını veren ilk randevu. İlk gerçek randevuları ya da ikinci ilk randevuları. Ateş edilmeyecekti sözde, ama olanlar oldu. Neyse kısacık da olsa güzeldi.
- What are you saying Chuck?
Ve fakat Chuck yeni güne sükut-u hayal içerisinde uyanır. Bilirsiniz, boktan sabahlardır onlar. Üstelik çilesi daha bitmemiştir, müdür yardımcılığı görevini kabul etmediği için birbirinden ilginç 3 Buy More çalışanıyla mülakat yapmak zorundadır.
Anna Wu, işten çok Morgan'ı nasıl kıskandıracağını düşünmektedir.
cv'sini peçeteye yazmış sapık bir Jeff.
Kendisini fazla önemseyen bir Lester.
Ancak Chuck'ın daha hayati meseleleri vardır.
Neyse ki her düştüğünde kendisini yakalayan bir Casey'si vardır.
Tabii bir de zeki, çevik ve ahlaklı Sarah'sı.
Sonunda yine pratik zekasıyla Chuck'ımız olayı çözer.
Hatta bu sefer kurtulduğundan emin olmanın verdiği huzurla Sarahcığına elleriyle yemek bile hazırlar. Ama...
Bölümün sonunda Frightened Rabbit'in de bahsettiği gibi bir Twist olur ve Fulcrum yine yapacağını yaparak koskoca Cia ve Nsa'e çaktırmadan monograma virüs bulaştırır. Casey kıyamadığı Chuck'ı öldürme görevinden kurtulduğu için rahatlamıştır, Chuck bir kez daha kırılan hayalleriyle başbaşadır. Sarah ise her zamanki gibi soğukkanlıdır, ne hissettiğini belli etmez pek. 












